Arşiv Humması, Direniş ve Kayıp – IAV’nin Erken Tarihini Yeniden Okumak


Bu makalede 1935 yılında Amsterdam’da kurulan Kadın Hareketi Uluslararası Arşivleri’nin (IAV) erken dönem tarihini yeniden gözden geçiriyorum. Dagmar Wernitznig’in IAV ile New York’ta kurulması planlanan Dünya Kadın Arşivleri Merkezi arasındaki rekabeti anlattığı çalışması da dahil olmak üzere, arşivlerle ilgili son literatürden yola çıkarak, IAV’nin erken dönem tarihiyle ilgili birincil kaynakları, özellikle de çoğunlukla IAV’nin kurucu başkanı Rosa Manus (1881-1942) tarafından kaleme alınan IAV yazışmalarını ve iki IAV Yıllığı’nı (1937 ve 1938), üç kavramın rehberliğinde yeniden okudum: arşiv humması, bir direniş alanı olarak arşiv ve kayıp. Bulgularım, IAV’nin erken dönem tarihine ilişkin anlayışımızı derinleştiriyor, Rosa Manus’u güçlü bir lider olarak gören yeni anlayışı daha da destekliyor ve arşivlerin ne tarafsız kayıt tutma mekânları ne de “sadece oldukları gibi ulaşmış ya da var olma süreçleri tamamlanmış” olduğu (Antoinette Burton, 2005), bunun yerine tüm arşivlerin, çıkış noktaların-da ve sonraki işleyişlerinde iktidar ilişkilerine gömülü olduğu ve bu ilişkileri (yeniden) ürettikleri teorisinin altını çiziyor.

In this article, I revisit the early history of the International Archives for the Women’s Movement (IAV), established in Amsterdam in 1935. Building on the recent literature on archives, including Dagmar Wernitznig’s account of the competition between the IAV and the planned World Center for Women’s Archives in New York, I reread primary sources related to the early IAV history, in particular outgoing IAV correspondence, mostly written by IAV founding President Rosa Manus (1881-1942), and the two IAV Yearbooks (1937 and 1938), guided by three concepts: archive fever, the archive as a site of resistance, and loss. My findings deepen our understanding of the early IAV history, further underpin the new understanding of Rosa Manus as a powerful leader, and underscore the theoretical point that archives are not neutral sites of record keeping nor do they “simply arrive or emerge fully formed” (Antoinette Burton, 2005); instead, in their origins and subsequent workings, all archives are embedded in and (re)produce power relations.