Çıkarken / Editorial

Aslı Davaz

Yeni bir dergi yayın hayatına katılıyor: Arşivde Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi. Hazırlıkları uzun zamandır devam eden dergiyi, ilk başta basılı bir yayın olarak planladık. Ancak, artan basım ve dağıtım maliyetlerinin derginin okuyuculara ulaşmasını sınırlı tutacağını, e-dergi olarak devam edersek çok sayıda okuyucuya ulaşacağını düşündük. Bu sebeple dergiyi herkese ücretsiz bir e-dergi[1] olarak ulaştırmaya karar verdik ve yılda 2 sayı çıkarmayı planladık.

Derginin hazırlık sürecinde öncelikle Türkiye’de bu alanda çıkan yayınları araştırdık; kadın merkezli arşivcilik ve kütüphanecilik çalışmaları yapan ilk ve tek kurum olan Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nın 1991-2002 yılları arasında yayımladığı Haberler ve 2004-2006 yılları arası yayımladığı Kadınların Belleği bültenlerinden söz edebiliriz. Yurt dışındaki bülten ve dergilere baktığımızda bazı arşiv merkezlerinin çıkardığı yayınlara ulaştık. Bunlardan birkaçı: Avustralya’dan Jessie Street National Women’s Library Newsletter ve The Women’s Library Newsletter, ABD’den Schlesinger Library News ve Sophia Smith Collection Imposing Evidence, İskoçya’dan Glasgow Women’s Library News, İngiltere’den The Fawcett Library Newsletter ve Feminist Library Newsletter. Ulaştığımız yayınlar içerisinde en dikkat çekenleri 1985’ten bu yana ADDF (Archiv der deutschen Frauenbewegung /Archive of the German Women’s Movement) tarafından yayımlanan Ariadne dergisi ve 1. sayımızda yer verdiğimiz Feminizm Arşivleri Derneği’nin (L’Association Archives du Féminisme), 2000 yılından bu yana, aynı adla yayımladığı uzun soluklu bülteni[2] oldu.

Konuyla ilgili diğer yayınlara baktığımızda 1970’lerden bu yana ABD’de ve Kanada’da çıkan arşivcilik dergilerinde kadın merkezli arşivcilik temalı özel sayıların veya makalelerin yayımlandığını görürüz. Türkiye’de ise kadın merkezli belgeler üzerinden birçok araştırma, yayın yapılmış olsa da doğrudan doğruya “kadın merkezli arşivcilik”, “feminizm ve arşivcilik”, “toplumsal cinsiyet ve arşivcilik” konularında yapılan araştırmalar, yazılar azdır.

Son yıllarda özel arşiv kurumları, arşivciler, koleksiyonerler, sahaflar ve müzayede evleri kadın belgelerine giderek artan bir ilgi gösteriyorlar. Ancak koleksiyon yapmanın ötesinde bu belgelerin incelenmesinde, yorumlanmasında ve belgelerin üreticileriyle olan ilişkilerinin kurulmasında kadınların özne olarak tarihteki rollerinin daha iyi ortaya çıkarılmasını sağlayacak olan teorik çerçevenin eksik olduğunu görüyoruz. Türkiye’de 1990’dan bu yana özellikle Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nın kurulması, kadın merkezli arşivciliğin ortaya çıkması, Vakfın çalışmalarının yarattığı dinamikler, kadınların resmi arşivlerdeki eksik ve yetersiz temsilinin yarattığı açığın kapatılmasına ve kadınların ürettiği belge mirasının korunmasına yönelik çalışmaların başlatılması açısından bir dönüm noktası oldu. Bugün ise “Kadın Merkezli Kütüphanecilik ve Arşivcilik” alanında teorik bir dergi ihtiyacı gündeme gelmiştir.

Arşivde toplumsal cinsiyet ve kadın merkezli arşivcilik kavramlarının ele alınması ve kadınlara ait belgelerin toplanmasının büyük bir kültürel ve toplumsal gelişmeyi yansıttığını söyleyebileceğimiz gibi bunun güçlü, yaratıcı bir eylem olduğunu da belirtmek gerekir. Kadın merkezli arşivcilik, genel olarak kadınların belge mirasını korumak ve aktarmak amacıyla bugüne kadar yapılmış bütün çalışmaların çeşitliliğini ifade etmek için de kullanılan bir kavramdır. Kadın merkezli arşivciliğin tarihsel gelişimi, kadın tarihinin kadın merkezli arşivleri ve bu kurumların kadın tarihini nasıl etkilediği; bu etkileşim sonucunda kadın merkezli arşiv kurumlarında sağlama politikalarının nasıl oluşturulduğu, kadınların eşit temsilinin nasıl hedeflendiği dergimizde ele alınacak temel konulardandır. Yanı sıra kadın merkezli arşivciliğin öncülerine, hayat hikâyelerine ve sağladıkları paha biçilmez belgelere ilişkin yazılara da yer vereceğiz. Bu öncülerden biri olan Marguerite Durand (1864-1936) 1897’de kadın hareketinin belgelerini muhafaza etmeye ve korumaya başladı. Daha sonra biriktirdiği on binlerce belgeyi 1931’de Paris Belediyesi’ne bağışladı. Marie-Louise Bouglé (1883-1936) ise kendi oturduğu evi 1926’da bir kütüphaneye dönüştürdü. Fransa’da feminist hareketin ilk arşivcisi olarak bilinen Eliska Vincent (1841-1914) feminist bir aktivist olarak hayat boyu topladığı bütün belgelerin Musée sociale’e (Paris’in Sosyal Müzesi) bağışlanmasını vasiyet etti. Önemli iki feminist aktivistin; Hélène Brion (1882-1962) ve Gabrielle Duchêne’in (1870-1954) koleksiyonları bu sayede günümüze ulaştı. 1. Dünya Savaşı sırasında barış yanlısı çalışmaları nedeniyle askeri mahkemede yargılanan Hélène Brion’un arşivi, Institut français d’histoire sociale (Fransız Sosyal Tarih Enstitüsü)’nde, Ligue internationale des femmes pour la paix et la liberté’nin (Barış ve Özgürlük için Uluslararası Kadın Birliği) uzun seneler Fransa şubesi başkanlığını yapmış olan Duchêne’in arşivleri ise Paris Nanterre Üniversitesi’ne bağlı, 20. yüzyıl tarihi alanında uzmanlaşmış Bibliothèque internationale de documentation contemporaine de Nanterre’de (Nanterre Uluslararası Çağdaş Dokümantasyon Kütüphanesi) bulunuyor. Kadın merkezli arşivciliğin ABD’deki iki büyük öncüsü Maud Wood Park (1871-1955) ve Mary Ritter Beard’dür (1876-1958). Amerikan tarihçi, arşivci ve süfrajist Beard, 1935-1940 arasında, dönemin önemli feministlerinden Rosika Schwimmer’in (1877-1948) etkisiyle Kadın Arşivleri Dünya Merkezi’ni kurmak için olağanüstü çabalar harcamıştır. Aynı zamanda süfraj hareketinde yer alan Beard’ün tarih ve kadın tarihi konusunda öncü sayılabilecek çalışmaları bulunuyor. Beard’ün hayal ettiği arşiv merkezi ABD sınırlarını aşarak, bütün dünya kadınlarına ulaşmak ve kadın tarihiyle ilgili bütün belgeleri kurtarmak misyonuyla yola çıkmıştır.

Kadınlar, kadın hareketinin ve kadınların ürettiği belgelerin kaybolmaması için yüz yıldır mücadele veriyor. Batı’da kadın merkezli arşivler 1920-1930’lu yıllarda kurulduğu için birinci dalga feminist harekette yer alan kadınların en azından önemli bir bölümünün özel arşivleri koruma altına alınabilmiştir. Bazı özel arşivlerin ise kaderi oldukça trajiktir: 2. Dünya Savaşı sırasında radikal bir Yahudi olan Cécile Brunschvicg’in özel arşivlerine Naziler el koymuş, daha sonra arşiv Sovyet orduları tarafından Moskova’ya götürülmüş ve 40 yıl sonra Brunschvicg’in ailesine iade edilmiştir. Rosa Manus’un[3] öncülüğünde kurulan IIAV’nin (International Archives for the Women’s Movement) arşivi de benzer bir kaderi paylaşmıştır.

Batı’dan Doğu’ya gittikçe, Türkiye dışında Suriye, İran, Irak, Lübnan, Filistin, Mısır gibi ülkelerde yüzyılın başında yaşamış feministlerin özel arşivlerini bulmak daha da zor. Türkiye’de arşivcilik alanında özel arşiv sağlama, bağışlama, koruma ve yararlandırma çalışmaları çok eskiye dayanmıyor. Kadınların özel arşivlerinin sağlanması ise yeni bir girişim. Özellikle hayattayken arşivlerini bağışlayan kadınlar enderdir. Avustralyalı Margaret Henderson’a göre özel arşivler iki açıdan önemlidir: Bir yandan “ben”i, diğer yandan “toplumsal bellek, bilgi ve kültürel kimliği” anlatır. “Özel arşivler biçimleriyle, özeli ve kamusalı, kişisel ve kültürel olanı kapsar, görünüşte ayrı olan alanları diyaloğa ve hatta çatışmaya sokarak onları paha biçilmez bir feminist belge türü hâline getirir.”[4] Özel arşivlerin önemi böylesine belirginken kadın özel arşivleri, bu arşivleri barındıran kurumlar, bu konuda yapılan sağlama çalışmaları, yayınlar, arşivlerin içerdiği belgeler ve özel arşivlerde sınıflandırma şeması[5] gibi konular, özellikle üzerinde durmayı arzu ettiğimiz konulardır.

20. yüzyılın başlarında kadın tarihi arşivcileri, malzemeyi sadece sağlamak, korumak ve muhafaza etmekle ilgilendiler. 1960’lı, 1970’li yıllardan sonra gelenler ise birinci dönem koleksiyonlarda bulunan belgelerin envanterlerini ve kataloglarını yaparak bu geleneği sürdürdüler.[6] Son 50 yıldır kadın merkezli arşivciliğe teorik bir çerçeve çizilmeye başlandı. Kadın koleksiyonları arşivcileri 1970’li yıllarda yazdıkları makalelerde, feminizmin tarih ve arşivcilik üzerindeki etkilerini de irdelediler. Kadın tarihi gibi kadın arşivleri de tarihsel süreç içerisinde değişim gösterdi. Kadın merkezli arşivlerde kadınların yeteri kadar temsil edilip edilmediği sorgulandı. Bu sorgulama sonucu arşivlerde daha çok eğitimli ve öncü kadınlara dair bilgi ve belgenin bulunduğu, bu nedenle eksik ve yetersiz bir temsilin söz konusu olduğu görüldü. Bu durum kadın merkezli arşivlerin sağlama politikalarını gözden geçirmelerini ve kadınların temsiliyeti bakımından daha kapsayıcı bir belgelendirme çalışması yapılmasının farkına varmalarını sağladı. Böylece daha önce “eksik ve yetersiz temsil” edilen grupları da dahil ederek koleksiyon ve arşiv kapsamlarını genişlettiler. Bugün bu koleksiyonlar içinde “eksik ve yetersiz temsil” konusunun gündeme gelmesinde tarihin ve arşivciliğin sorgulanmasının önemli bir yeri vardır.

Kadın merkezli arşivciliğin geliştirdiği feminist yöntemler sayesinde artık kadınların ürettiği belgeleri alternatif çalışma yöntemleriyle okuyabiliyoruz. Dergimizde bu konu hakkında makalelere de yer verilecektir. Türkiye’de kadın hareketinin kendi belgelerini koruma ve arşiv oluşturma geleneğinin henüz tam olarak gelişmemiş olmasının yarattığı eksikler ve boşluklar konusunda ne gibi çözüm yolları bulunabileceği tartışmaya açılacak, bu bağlamda dijital feminist hareketin ürettiği dijital doğan belgeler de ele alınacaktır.

Feminist arşivcilik, sadece koleksiyon oluşturmak anlamını taşımamalı, aynı zamanda feminist bir bakış açısıyla yeni konuları ele alan koleksiyonların oluşturulması anlamına da gelmelidir; örneğin kadın örgütleri ve örgütlenmeleri, kadın hareketinin dijital doğan belgeleri ve efemera koleksiyonu. Kadın hareketinin eylem tarihinde efemeralar önemli bir yer tutmaktadır. Kadın hareketi mücadelesinin, sesinin yansıdığı; ütopyalarının ve bu ütopyaların gerçeğe dönüştüğü süreçlerin izlenebildiği, kadın hareketinin başka bir biçimde görünürlük kazandığı kadın merkezli efemeraları sağlamak için yürütülen aktivist çalışmalar, efemeraların bugünü ve geleceğiyle ilgili makaleler de yayımlamayı planlıyoruz. Ayrıca iktidar alanı olarak arşivler, karşı-arşivler ve tarafsızlık ilkesi, işlemeyi istediğimiz konular arasında bulunuyor. Çünkü arşivler her zaman bir güçle ilintili olmuşlar, ama aynı zamanda baskıya ve direnişe de zemin hazırlamışlardır. 20. yüzyılda kamu arşivleri tarafından dayatılan sessizlikler sonucu belirli grupların perspektifini sunan karşı-arşivler kurulmuş, karşı-anlatılar ve mekânlar ortaya çıkmıştır.

Derginin ilk sayısından itibaren şimdilik yazıları, Araştırma-İnceleme, Röportaj ve Kitap Tanıtımı olmak üzere üç bölüm altında toplamayı planladık. Yurtdışındaki araştırmacıların da içerikle ilgili bilgi sahibi olabilmesi ve Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmaları tanıtmak amacıyla, ilk bölümde yer alan yazıların özetleri İngilizce olarak da verildi. İkinci bölümde yer alan röportajlar ise Türkçe-İngilizce iki dilde hazırlandı. Hedefimiz ilerleyen süreçte, tüm içeriği iki dilde yayımlamak.

İlk sayının Araştırma-İnceleme yazılarından ilki Francisca de Haan’ın “Arşiv Humması, Direniş ve Kayıp: IAV’nin Erken Tarihini Yeniden Okumak” başlıklı makalesi. De Haan, IAV’nin (şimdiki adı ATRIA) erken tarihini yeniden incelediği ve yorumladığı makalesinde, 20. yüzyılda arşivcilik konusunda yaşanan sorgulamalar sonucunda “arşivi yeniden düşünmeyi” ve 1935’te kurulan uluslararası kadın arşivinin kuruluş sürecini anlatıyor. Rosa Manus’un uluslararası arenada kadın merkezli arşivcilikle ilgili yolculuğunda bitmek tükenmek bilmeyen çalışmalarına, Manus’un Arşiv Humması adını veriyor. “Bir direniş” alanı ara başlığının altında feminist kütüphanelerin ve arşivlerin belge toplamanın dışında, yaşadıkları dönemin gerici politikalarına karşı “direniş alanları” olarak işlev gördüklerini de vurgulayarak, IAV’nin 1935’li yıllarda bunu kısmen başardığını belirtiyor. Yazısının sonunda “bir kayıp öyküsü” ara başlığının altında IAV’nin Nazi orduları tarafından nasıl talan edildiğini, arşivlerin Nazi Almanya’sına, daha sonra Sovyet Orduları tarafından Moskova’ya nasıl götürüldüğünü ve 50 yıl sonra iade edilmesinin öyküsünü aktarıyor. Bu yazıyla aynı zamanda, kadın merkezli arşivciliğin öncülerinden Rosa Manus’un hayatıyla ilgili az bilinen yönleri ortaya çıkarmayı hedefliyor.

İkinci sırada, Gülşah Şenkol’un, Mısır’da kadın arşivleri odağında çalışmalar yürüten, feminist bir arşiv ve araştırma merkezi olan Women and Memory Forum’u ele aldığı yazısı yer alıyor. 1995 yılında Kahire’de kurulan WMF sadece Mısır’ı değil Arap dünyasını da kapsayacak şekilde toplumsal belleğin mirasına sahip çıkmak, gelecek nesillere aktarmak ve yanı sıra “Arap kültür tarihi araştırmalarının toplumsal cinsiyete duyarlı bir farkındalık”la yürütülmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Gülşah Şenkol yazısında, kurumun çalışmaları ve önemli koleksiyonlarından “gri arşiv” olarak adlandırdıkları koleksiyonları üzerinde duruyor. Bunlardan “Kadın Sözlü Tarih Arşivi” ve özel arşivler ayrı bir önem taşıyor. Yazının sonunda Şenkol’un WMF’nin kurucularından Profesör Hoda Elsadda ile yaptığı söyleşi de yer alıyor.

Üçüncü yazı Hanife Karasu’nun, Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nda bulunan Süreyya Ağaoğlu Özel Arşivi’ndeki belgelerden hareketle hazırladığı “Süreyya Ağaoğlu’ndan Kız Kardeşi Tezer Taşkıran’a Mektuplar” başlığını taşıyor. Arşivde bulunan 1929 tarihli 6 mektubu irdeleyen Hanife Karasu, çalışmasında “Süreyya Ağaoğlu’nun duygu ve düşünce dünyası, kullandığı üslup, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’daki sosyal ve kültürel yaşam ile metnin bir kadın ben-anlatısı metni olması yönü”nü değerlendirerek, bu mektupların hangi tarihsel konulara kaynak olabileceği üzerinde duruyor. Yanı sıra arşivdeki diğer mektuplara da kısaca değinen Hanife Karasu, bu mektupların Süreyya Ağaoğlu’nun eğitim hayatıyla ilgili otobiyografisinde yer almayan bilgiler içermesi nedeniyle, bu konuda çalışacak araştırmacılar için taşıdığı önemini belirtiyor ve araştırmacıları bu arşiv üzerinde çalışmaya sevk ediyor.

Süreyya Ağaoğlu’nun özel arşivinden hareketle hazırlanan bu çalışmanın ardından, kurum arşivlerinin kadın tarihi için rolüne odaklanan bir çalışma yer alıyor. Derginin dördüncü yazısını Songül Güneş’in “Kenti Temsil Eden Kadınlara Kent Arşivinden Bakmak” adlı çalışması oluşturuyor. Güneş yazısında, Cumhuriyet’in ilanını takip eden yıllarda İstanbul’da ilk kez resmi görevler üstlenerek kent üzerine söz sahibi olan kadınların seçilme sürecinin yanı sıra görevleri esnasındaki faaliyetlerine ilişkin olarak kent arşivini barındıran başlıca mekânlardan elde edilen bilgi, belge ve materyalleri inceliyor.

Bu dört yazının devamında “Röportaj” başlığı altında Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dilde yer verdiğimiz kadın merkezli arşivcilik kurumlarıyla yaptığımız röportajlar geliyor. Bunlardan ilki Francisca de Haan’ın yazısında erken dönemini ele aldığı, kadın merkezli arşivciliğin öncü kurumlarından Hollanda’da bulunan ATRIA (Institute on Gender Equality and Women’s History) üzerine, kurumda bilgi uzmanı ve kütüphaneci olarak çalışan Marianne Boere ile yaptığımız röportaj. ATRIA’nın ardından, Türkiye’nin ilk ve tek kadın merkezli arşiv ve kütüphanesi olan Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı ve çalışmaları üzerine Vakfın kurucu üyelerinden, etnobotanik araştırmacısı, arkeolog ve fotoğrafçı Füsun Ertuğ ile yaptığımız röportaj geliyor. Bu sayının üçüncü röportajı, L’Association Archives du Feminisme’in (Feminizm Arşivleri Derneği) uzun soluklu yayını “Bulletin” odağında, derneğin Yönetim Kurulu üyesi, Fransa’da bulunan Marguerite Durand Kütüphanesi’nin eski müdürü Annie Metz ile yaptığımız röportaj. Bu üç röportaj sayesinde kurumların faaliyetleri, sağlama, erişime sunma, koruma ve dijitalleştirme çalışmalarının yanı sıra barındırdıkları arşivlerle ve yürüttükleri çalışmalarla kadın tarihine etkileri ve kadın tarihi çalışmalarının bu kurumlara etkileri hakkında bilgi sahibi oluyoruz.

Kitap Tanıtımı bölümünde iki yayına dair inceleme yer alıyor. Bunlardan ilki 2022 yılı Kasım ayında Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı ile İBB Kültür A.Ş. ortak yayını olarak yayımlanan, Kadın Özel Arşivlerinde 40 Kadın 40 Hayat.[7]Kitabın editörü Ayşegül Sönmezay tarafından hazırlanan yazıda Sönmezay kitabın temel amacının “geç de olsa çeşitli kurumların koruma altına almaya başladığı kadın arşivlerinin bu farklı ve sesi duyulmamış bakış açılarını gün ışığına çıkarmak ve aynı zamanda bu amaçla yapılacak araştırmalarla ilgilenenlere adres göstermek” olduğunu belirtiyor. Ayşegül Sönmezay, alanında uzman yazarların dahil olduğu kolektif bir emekle hazırlanan bu kitabın serüvenini İstanbul’daki arşiv kurumlarında bulunan kadın özel arşivlerinden, “belge ve bilgilerden ve daha önce yapılmış araştırma/incelemelerden yola çıkarak hazırlanmış” kadın biyografilerinin yazım süreçlerini, pandeminin bu sürece etkisini, kitabın yapısını ve kitapta yer alan 40 kadını kısaca ele alarak aktarıyor. Kitapta, Pertevniyal Valide Sultan’dan Fatma Aliye Hanım’a, Halide Edip’e, Sabiha Sertel’e, Necile Tevfik’e, Halide Nusret Zorlutuna’ya, Kerime Nadir’e, Behice Boran’a, Muazzez İlmiye Çığ’a, Şirin Tekeli’ye genç kuşaktan Şefika Şehvar Beşiroğlu’na dek 40 kadının özel arşivi üzerinden yaşam öykülerini okumak mümkün.

İkinci kitap, 2017 yılında Hiperlink Yayınları’ndan yayımlanan ve editörlüğünü Tûba Karatepe, Elif Yılmaz Şentürk ve Varol Saydam’ın yaptığı Bilgi ve Belge Çalışmaları-Özel Arşivlerde Teori ve Uygulama[8]. Aynı zamanda kitabın makale yazarlarından biri olan Seher İnceoğlu Güner’in hazırladığı tanıtım yazısında, “makale yazarları farklı başlıklarla konuya değinmiş olsalar da” hepsinin ortak sorununun “özel arşivlerdeki kavram karmaşası, özel arşivlerin parçalanarak kuruma intikali, özel arşivin tanımlanması ve özel arşivlere erişim” olduğuna işaret ediyor. Seher Güner ayrıca özel arşivlerin “arşiv sahipleriyle, arşivcisiyle ve araştırmacısıyla hemhal olduğunda esas değerini” kazandığını vurguluyor.

Sizlerle bu ilk sayısını büyük bir heyecanla paylaştığımız Arşivde Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi, kadın tarihi arşivciliğinin yeni bir uzmanlık alanı olduğunu ortaya koyarak dünya genelinde arşivciliğin dönüşümünün kadın merkezli arşivlere etkisi, sürdürülen tartışmalar ve yeni yaklaşımlar ile yukarıda bahsettiğim konularla ilgili yazılara, araştırmalara, röportajlara, yayınlara yer vererek bu alanda uzmanlaşmış bir dergi olmaya aday olacaktır.

[1] E-dergi formatındaki dergilere ISSN, ancak birinci sayı yayımlandıktan sonra veriliyor. Bu nedenle birinci sayımızın ISSN’si bulunmuyor.

[2] Bugüne kadar 30 sayı yayımlanan bültene, Derneğin web sayfası üzerinden erişebilirsiniz: https://www.archivesdufeminisme.fr/lesactivites/bulletin-de-lassociation/

[3] Rosa Manus barışçıl çalışmaları ve Yahudi olması nedeniyle Naziler tarafından tutuklanmış, Ravensburg Nazi ölüm kampına götürülerek 1942 yılında öldürülmüştür.

[4] Margaret Henderson, “Archiving the feminist self: reflections on the personal papers of Merle Thornton”, Archives & Manuscripts 41, sy. 2 (2013): 91-104. https://doi.org/10.1080/01576895.2013.806013.

[5] Sınıflandırma şeması aynı zamanda bir anahtar seçim, farklı alanlara bakmak, arşivin yaratıcısıyla yürümek, belgeleri alternatif bir okumayla incelemek ve toplumsal cinsiyet prizmasından geçirmek, yani arkeolojik bir kazı gibi katmanları tek tek incelemek ve ilk bakışta görülmeyen bilgilere ulaşmaktır. Arşiv malzemesinin işlenmesi, önce düzenlemeyi, sonra onu tanımlamayı içerir. Düzenleme, kayıtları kimin veya neyin yarattığını, nasıl ve neden oluşturulduğunu, hangi işlevleri ve faaliyetleri belgelediğini, ne zaman oluşturulduğunu ve fiziksel yapısının ne olduğunu görmek için analiz etmeyi içerir.

[6] Arşiv kavramını bir kamusal alan, düzenleyici, bir otorite kaynağı ve stratejik bir kavram olarak yeniden düşünmek, yeniden irdelemek isteyenler için Derrida’nın Arşiv Humması makalesi gerçekten ilham vericidir. Bu makalenin özellikle kadın merkezli arşivcilik konularına ve arşivcilik dünyasına önemli bir etkisi ve katkısı olmuştur.

[7] Ayşegül Sönmezay, ed., Kadın Özel Arşivlerinde 40 Kadın 40 Hayat (İstanbul: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, İBB Kültür A.Ş., 2022), 1504.

[8] Tûba Karatepe, Elif Yılmaz Şentürk ve Varol Saydam, ed., Bilgi ve Belge Çalışmaları: Özel Arşivlerde Teori ve Uygulama (İstanbul: Hiper Yayın, 2017).

Kaynakça

Anheim, Étienne. “Science des archives, science de l’histoire”. Annales. Histoire, Sciences Sociales 74, sy. 3-4 (2019): 507– 520. doi:10.1017/ahss.2020.56.

Buss, Helen M. ve Marlene Kadar. Working in Women’s Archives/Researching Women’s Private Literature and Archival Documents. Canada :Wilfrid Laurier University Press, 2001.

Chaudhuri, Nupur, Sherry J. Katz ve Mary Elizabeth Perry, eds. Contesting Archives: Finding Women in The Sources. Illinois: University of Illinois Press, 2010.

Cifor, Marika ve Stacy Wood. “Critical Feminism in the Archives”. Journal of Critical Library and Information Studies 1, sy. 2 (2017): https://doi.org/10.24242/jclis.v1i2.27

Davaz, Aslı. “Bir Kadın Özel Arşivinin Sınıflandırma Şeması: Arşivciliğe Yeni Bir Yaklaşım ve Alternatif Bir Okumanın Sonuçları”, içinde Türkiye’de Arşivciliğin Bugünü ve Yarını, Kadınların Arşivlerdeki Yeri Sempozyumu (e-kitap), Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, Beykoz Üniversitesi ortak yayını, http://kadineserleri.org/sempozyum-bildiri-kitaplari

Davaz, Aslı. “Arşivlerde Kadın Tarihini Bulmak”. KESK Kadın Dergisi8 Mart Özel Sayısı, sy. 1 (Mart 2015): 24-27.

Davaz, Aslı. Bir Kadın Arşivini Okuma Denemesi: Necile Tevfik Arşivi Açıklamalı Kataloğu 1924-1954. İstanbul: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, İş Bankası Kültür Yayınları, 2019.

Davaz, Aslı. “How to Encounter the Historical Omission of Women in the Process of Acquisition of Documents Women-Centered Archives.” Proceedings of the Papers of the In­ternational Conference on Knowledge and Politics in Gender and Women’s Studies, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı, 9-11 Ekim 2015, s.19-26.

Eichhorn, Kate. The Archival Turn in Feminism. Philadelphia: Temple University Press, 2013.

Everard, Myriam ve Francisca de Haan. Rosa Manus (1881- 1942): The International Life and Legacy of a Jewish Dutch Feminist. Brill, 2016.

Henderson, Margaret. “Archiving the feminist self: reflections on the personal papers of Merle Thornton”. Archives & Manuscripts 41, sy. 2 (2013): 91-104. https://doi.org/10.1080/01576 895.2013.806013.

Héon, Gilles. “Les plans de classification en archivistique”. Archives 27, sy. 1 (1995): 73- 90. https://www.archivistes.qc.ca/revuearchives/vol27_1/27-1-heon.pdf

Jong, Sara de ve Sanne Koevoets, eds. Teaching Gender with Libraries and Archives. Central European University Press, 2013.

Karatepe, Tûba, Elif Yılmaz Şentürk ve Varol Saydam, ed., Bilgi ve Belge Çalışmaları: Özel Arşivlerde Teori ve Uygulama. İstanbul: Hiper Yayın, 2017.

Moseley, Eva S. “Sources for the New Women’s History”. The American Archivist 43, sy. 2 (Bahar 1980): 180-190.

Sönmezay, Ayşegül, ed. Kadın Özel Arşivlerinde 40 Kadın 40 Hayat. İstanbul: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, İBB Kültür A.Ş., 2022.

Schwartz, Joan M. ve Terry Cook. “Archives, Records and Power: The making of modern memory”. Archival Science 2, sy. 1 (2002): 1-19. https://doi.org/10.1007/BF02435628

Willems, Noortje ve Saskia Bultman. Gender and Archiving: Past, Present, Future – Yearbook of Women’s History. Hilversum: Uitgeverij Verloren, 2017.