Süreyya Ağaoğlu’ndan Kız Kardeşi Tezer Taşkıran’a Mektuplar


Süreyya Ağaoğlu (1903-1989), 20. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde entelektüel kişiliğiyle ve kız öğrencilerin hukuk eğitimi almalarında büyük katkıları olan önemli kadın hukukçulardandır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın avukatıdır ve imparatorluktan Cumhuriyet’e geçiş sürecine şahit olmuştur. Sosyal ve kültürel değişime katkıda bulunan Süreyya Ağaoğlu, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yetişmiş “Cumhuriyet kızı” olarak adlandırılan kuşaktandır. Bugün İstanbul’da Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nda bulunan Süreyya Ağaoğlu Özel Arşivi’nde kayıtlı birçok belge arasında kadın ben-anlatısı örneklerini içeren mektupların ve günlüklerin yanı sıra fotoğraflar ve şahsi notlar gibi Süreyya Ağaoğlu hakkında önemli bilgiler veren kaynaklar mevcuttur.

Bu çalışmada, Süreyya Ağaoğlu’nun kız kardeşi Tezer Taşkıran’a 1929 yılının Aralık ayı boyunca yazdığı mektuplar incelenecektir. Bu süre boyunca Tezer Taşkıran hastalığı nedeniyle İstanbul’da tedavi görürken, Süreyya Ağaoğlu ise Ankara’da iş hayatına başlamıştır. Mektuplar üzerinden Süreyya Ağaoğlu’nun duygu ve düşünce dünyası, kullandığı üslup, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’daki sosyal ve kültürel hayat ile metnin bir kadın ben-anlatısı metni olması yönü üzerinde durulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Kadın Avukatı, Süreyya Ağaoğlu, Tezer Taşkıran, Kadın Ben-Anlatısı, Türk Kadını, Cumhuriyet Ankara’sı.

Süreyya Ağaoğlu (1903-1989) is one of the most important women lawyers with her contribution to female students for taking education and intellectual personality in law in Turkish Republic of twentieth century. She is the first woman lawyer of the Turkish Republic and also lives in the years which transformations from empire to republic era. Süreyya Ağaoğlu contributed to social and cultural change who is from generations of the Early Turkish Republic. There are a lot of documents which are diary, letters, photographs and personal notes which belong to Süreyya Ağaoğlu in her private archive. Today this private archive has been preserved by Women’s Library and Information Centre Foundation in Istanbul. These documents embrace important examples about woman self-narrative.

In this study, it will be tried to examine Süreyya Ağaoğlu’s letters which had been written as Ottoman Turkish to her sister Tezer Taşkıran in December of 1929. During this time, Tezer Taşkıran to was treated in Istanbul because of her illness and Süreyya Ağaoğlu started to her career life in Ankara. Furthermore, it will be focus on the elements of her identity, emotions, ideas and style of writing via her letters. Besides these letters offer the opportunity to understand social and cultural life in Ankara of the Early Turkish Republic Era and the way of woman self-narrative of her letters.

Keywords: The First Female Lawyer of the Turkish Republic, Süreyya Ağaoğlu, Tezer Taşkıran, Woman Self-narrative, Turkish women, Ankara of the Early Turkish Republic Era.